sıkışmış yüzgeci ahtapotların arasında kollanırken iç geçirdiği suda
numarayı çözemiyor tekrarlar ve defalar
ilizyon muhteşem
bir var bir yok surat
gece , vitrini düşünüyor
çıplak bir manken
camda yansımayı devirirsem , güzel
camı kırarsam , siren
ay çatına değdiğinde evi'ne girdim
hala beni arıyor sirenler
içim rahat
mucizevi çözümlerle bir uzvuna dönüşürken
22 Nisan 2015 Çarşamba
vardığımız yer mi ?
kök
hücre yerine geliyor
ve yenileniş başlıyor nota ile
melodide kıskaç yoktur
beyin özgürdür
şimdi toplama kampında
bakalım ne tür sorunlar varmış
rafta pas
toz havalırken elinde estim
çizgi çizgi savrulduğum avcunda
bir nehirdedir ben
21 Nisan 2015 Salı
10 metre masa
masada bir karavan
karavanda iki kuşak var
özgürlükte sallanan
bu türün izahı yok stuart mill
devrimini yaparken kazanacağın bir şey kalmamış mıydı yoksa ?
anlatılandan uzaklaştıkça anlama yakınlaşıyoruz
posterler ve damgalar ciddiyetten uzak ortak bir pay
şu karavan
biraz daha leş toplarsa tekerleğinde
yolun dışında hayata da şans verecektir muhakkak
nal sayan bir savaş
tarihimiz henüz orta çağ
ve magma dilimin altında
bürokrasiyi bilmeyen marş ayıklar
bir solucansa farklılık yaratanı onaylar bu sırada
kimi iki bibloyla bir kitap yazar
kimi heykelini çağırır gelecekten
kimi tabiata okutur elindeki kitabı
kimi çalmaz taşıdığını , sırta melankolidir enstrüman
kimi sokak sıfatını kullanıp bahsetmez sokaktan
burjuvazi kimlikleriyle hep bir buhrandadırlar
baroklaşırken iltihapları
fanatizmin kalıplarında
dönüşür delikleri betona
sosyalizmin sınırlarında amerika t-shirtleriyle ruslar
ve buz kütlesinin üzerinde kurtlara karşı sırtlanlar
varlığa dair bir kanıt taşıyan her şey sahtedir
o yüzden bu gece kaseti geriye sar
bir yoldan bir yola geçemeyen öyküyü kundaklayanlara
koş
şimdi yakasından vurulan zührenin
düğmesinde bir şekil nükleer
yanılma paylarında bir ikramiye
her hafta devreden
şarkımız köstekli saatin zincirinde çalıyor
halka ne kadar uzun bilmiyorum
20 Nisan 2015 Pazartesi
illegal bir şehvetle
küt desenler rütbeler
19 Nisan 2015 Pazar
keyifsizliğin genzi lav
çok içme
18 Nisan 2015 Cumartesi
bir ev düşünü 4'e katlayıp
bantlarından fırtar katil
'
haberi yoktur saatinin
ve eylemsizlikle ölümsüzleştirdiğini sanar vaatimi
-
bir dedektif kıyafetiyle
asırlardır bulunmayan paketinde
kurdelayı düğümler
-
her çözümsüzlüğü bir hastalığa dönüşürken
gülümser
-
kana sızar damarlarından
kimliğini soyar
yatağıma sarılır
-
ayaklarında pullar
-
Fo bu sabah öldü
16 Nisan 2015 Perşembe
belinden kavrasa da bir anlık düşüş
omuzlarındadır
mavrayı suratına yerleştirenlerin
sihirbazlığı
ne numara ama
fakat bu dikkate değer
15 Nisan 2015 Çarşamba
olması gerekenler dışında yanlışı yok
şimdi olması gerekenlerinden sıyrılıp
olması gereken oluyor
gelirse bu gece neptün'ün piarosuna
anlatacağım her şeyi
14 Nisan 2015 Salı
tam bir haftada her şeyi değiştirdi
evi
sardığı kimyasını
rütbesini
manzarasını
yolunu
ve ayakkabısını
gece balkonunun kapısını açık unutursa
sırtına
' ben izmaritteyim sen yeni yakmışsın '
yazacağım
yeni bir şeyler
tünelden geçmekte hayatın
pozunu yakalayan el çokça kararlı
ve selamladı sele maruz tarlaların tepesinden geçen kargaları
eşlik eder pula yalnızlığın ne ki tanımadığın binlerce adres var ,
sandığının içine düşer
gagasında gezegenin taze kartpostalları
gülmeye yakındır tanrının yanaklarında yarattığımız meteor
ve vardır çukurlarında ahşaplardan çok ses çıkarmış bir puzzle
rolü ahkam kesmek olsa da , transparanla örtülmüş kalbini hazırlıyor bize . birazdan adımlayacağımız
sen durdukça tünel hızlanır
artık kendinden de uzaktasın
rolün askılığındaki kıyafetlerden
ve masanda siyah beyaz gazeteler
varsayalım bayatı boyadın
ve çıkmadı fırçanın foyası
sakın aldığın bu haz kıyafetini soymasın
çünkü aklını kaçırabilir çıplaklık
şimdi bileğinde geri sayımı
asla suikast nabzını sayamadığımız
sırada koşunun 4. ayağı
bana kalırsa bu hiç mantıklı bir yöntem değil
yokla
kabini işaret et
kabinden çıkar
duyarsızlaş
sonra tüy
13 Nisan 2015 Pazartesi
sokağından dönerken
pastel ihanetim
rastgeldiğimiz rögarda
yapışıyor paçalarıma
paçalarımdan solucanlara
soruyor hesabımı da
-
neptün huysuz bir atı zapt etmeye çalışırken
bizim hakkımızda zaten hiçbir şey bilmek istemiyordur kalabalık
burası bir festival eski dostum
burada ne ararsan var
biliyor musun
O
bir sirkte sihirbazın hilesini çözmüştü
O
tesla'nın kuyruğunun masanın altına sıkıştığını biliyordu eski dostum
bunu düşünebiliyor musun ?
bu kadar aptallıkta oyalanmış olamaz & katlanmış olamaz
o sabırsız biridir eski dostum
biliyor musun , pelerin dönerken ölmek isterdi
anlatmak istediğim .. bu kadar zamana dolaşmış olamaz
neptün çıldırmış bir insanı zapt etmeye çalışırken
sanırım oraya ilk ben varacağım
bir balon vurma oyununa aldığım biletle kavrayacağım avcunu
sırtıma vuracak gölgesi
tam o anda işte gurablista
güneşi sabitlemeye çalışan bir makasa dönüşecek
şimdilik
burası içi solucanlarla doldurulmuş topraktan bir sandal eski dostum
burası korkunç bir festival
her gece aynı kişinin öldüğü
burası bir yerleşke
kahvesini içenlerin beklediği
burada bugün havaifişekler atılıyor göğe
bugün gurablista'nın doğum günü
şarkımız zirvesinden çalıyor
12 Nisan 2015 Pazar
sabaha yakın raylar titretiyor tren
yine de sonsuz teşekkürler
çizgiyi çizip
iki farklı toprak bırakmış güce
o'nu götürecek tek bileti çiğnediğinde
sevdiğim bir cüce
.. devliğiyle güler , ruhsuz bir daireye
haklı çıkardığında beni
tellerinden yaptığı fırçayla bayraklarının üzerine kireç sürer
ve
nezaketiyle su verir mültecilerime
ama hala kurudur onların dudakları
hatta elleri de bağlıdır
dolarken su portuçlarına
doldukça su
artık habersizlerdir onlara eşlik eden denizanalarından
üstelik dudakları boğuluşun morunda ıslaktır
--
şarkımız
caymak üzerine gecede kararlılık zımparalıyor
-
11 Nisan 2015 Cumartesi
ortaladığın soyluluk kenarlarımdan taşarken
saklıyorsun nevaleyi biçimsiz bir kumbarada
teninde karıştırdığın renk biraz siyah biraz beyaz
atmosferi aşıp
önce gökte dolaş
namlum tedirgin
ikinci rast sırtında hecelenirken
okunmuyor yazı
şarkımız ayakların
10 Nisan 2015 Cuma
bu gece okyanusların rengini sevmezsin
--
marifetli gösteriş , her ana tanıkken
geceye uzanmış kimliğin imzalarında senetler
berber pintiliğiyle eline makaslar alıp
uyuşmuş bir coğrafyayı baştan sona hesapladı
duraksadı
ve sonra yine duraksadı
almış başını gitmiş bir yabancılıkla karşılaştım
burkulan ayaklara suçum vardı yazın
fakat sakın dolunayı gökyüzünde korumayın
dramanın kültü mülk
nerede unuttun lükse kaçıp ellerinde aradığım düşü
önemsiz bir hikayenin nüshalarında övün
ve hergün nasıl daha kötüye gidebilir
bunu bi düşün
gecede ölçülür çıkmazların şiiri
geçmiş zamandan bir yoldur neptün'ün eğeri
bebeğim
ruhum açıklarında bir denizfeneri
bu gece okyanusların rengini sevmezsin
güzel şeyler içindi
9 Nisan 2015 Perşembe
huyu bu razılıkta
çarmıha gerilmiş lisan
vasat tümseği yamalı tekerimde gümlediğinde
güzergahım levha istemedi
sağımda ve solumda hissizleşirken
kül rengi tarlalarım
kestirmeyi korkutup
yamaçta köstebekle anlaştılar
ve
birden önüme atladı
ama endişeye gerek yok karada değilim evim gölet
yani değişiyor sahne
bu oyalanma
takdire şayan
şarkımız
sıkılmamış fren
devriminin kornişinde perdesini değiştirdi
artık çıplaklar tarafından çıplaklığı kolay tasvir edilemez
kimsenin kundaklamadığı
yanık bir ev kokusuyla boyandı
bir çırpınışla terketti
gençliği ve tatminkarlığını
tüm o tepelerini aştığı kalabalık
şimdi kağıtlarını yakıyordur
bu izlenebilir bir komedi
çünkü
maddeye yazılan kitap bile değişir
tine yazılan harf asılır askılığa
şaşkınlığımı çizdiğim yüzü
telaşla beni suçlu kılıyor
-hayır
tüm olasılıklara karşı bir cevap
flaman doluyor bileğine
renkler karışıyor buzlarına
ulaştığımda onu cezalandırırdım
eğer bu yola inancım olmasaydı
şarkımız ölçüsü hesaplanan yeni perdelerden çalıyor
8 Nisan 2015 Çarşamba
yeterince dolu bir bellek
kesik görüntüde kimi düşünüyorum
7 Nisan 2015 Salı
hilesi
kendi sergisinde kartların arasına sıkıştırdığı
geçici nüktedan
bu kumar
çıplaklığı soyduğunda önce muhtemel konuşmasını yarılar
sonrasında bir makas dilimiyle sözü bırakır hurdalığa
bir böcek mutlaka vardır
ve
kupası olsa kaldırır bizi
huy fayı çatlağından
ceplerinde hazırdır yarına sarkıttığı kahve lekeli bir gece
eğer balkona çıkarlarsa
belki sabaha bile kurur
izmarit beyaz
&
şarkımız lila
-
sanrıyı dilimleyen şey oluşumdan uzak bir noktadır
peki ama gerçekte sanrıyı dilimleyen şey ne ?
komplo şu
divit , şablon üzerinde hükümdarken
kehribar pula dönüşüyor
ve zarf normalin üstünde bir dilden daha ıslak
zodiac'ın imzasını ele alalım
her harekette eşit parçalanmasa da
gerilmiş sınırlarında şans tanınmış uygarlığı bölüyor
ve sınır yok
doğru kısmen uzuyor
bu taşma
bir nevi taşmak üzerine çember özlemi
doğru uzuyor fakat çembere dahil değil
şimdi tekrardan ilk tezimizi ele alalım
'sanrıyı dilimleyen şey oluşumdan uzak bir noktadır'
soyutu maddeleştirmek
işte tam o an
zodiac imzasında soyutu somutlaştırdı
bu yaratılan tinin bir kaba girme isteğiydi
kanıt , benzerlik ve çağrışım
benliğe dair izler
fakat bunlar
sanrıyı dilimler
nitekim
üstü kapalı gerçeğin olduğu bilgisidir
katiller rehinelerine hizmet eder
balıkçılar odunlarını yakar
yolu olmayanlar kol sevmez
o yüzden her telden çalıyor bando
sadece bunun için vazgeçilebilir noktadan
şarkımız gemici düğümü
ispiralyada gri bir dürbünden çalıyor
6 Nisan 2015 Pazartesi
meteor oyuğu izindeki suda
türetilmiş gülümsemesini sandalıma çarpar