fosfor
29 Kasım 2012 Perşembe
24 Kasım 2012 Cumartesi
İf - Tam Şu Anın İsteği
tam şu anın isteği
biraz sonra kirlenir
dirençli ve sabit gözlerde esnetilmiş gerçeğin
ve tam odağında süs olmuş kahverengi katlimi
sarıp sarıp kutluyorum , retinana kar düşmesin
üşümesin parmaklarla uzanılan şen hedefler
soğuk yıldızlar gibi gökyüzünde süzülmek
yüklemin öznesiyle , nüksettirmek özlemine
mat hala yükselen dansının tansiyonunda dinlenenler
neden-ler arama , yağmur yağarsa sokak sen
bilmiyorum mazgallar can aldıkça kulak ver
imlecinde tam tadında kapandıkça parantez
sığdıramıyorum onca kelimeye , sallanıyor tüm hafler
tel kopmaz bugün , dün rüzgar sindi duvarına
yıkılana sahiplendim ben kaybettikçe kumarlar
şimdi şans şimdi kal , aksiliğe kurdela
bahsi değil nadas aşkın tenhasıdır bir yanda-n
şimdi şans şimdi kal
şimdi aksilik şimdi kurdela
bahsi değil nadas aşkın tenhasıydı bu yolda
ya da bir yandan
bahsi değil nadas aşkın tenhasıydı bu yolda
22 Kasım 2012 Perşembe
İf - Takibimde Maket Arabalarla
takibimde maket arabalarla düşüyorum yola ,
güneşten yüzüme çarptıkça merhabalar
ıskanın sıcaklığına odak olsam yanardım
kıskanılır yanılgı çünkü yanlış bir yola saptı
sen nasılsın , yüzündeki gülümseme orta çağı anımsatır
daktiloda kireç tadı
biraz daha boyadım sen içlerine düştükçe
hiçlerimden toparladım ,bir kolyesin bulunmadık
ama yuvarlanır numaralar
yavru kedi hızında
en büyük sırrımi benim doğmamış kızım say
yarılanmış haritamda herşeyin simgesi
inan solucan olmasını ben de istemezdim
şimdi ne olur uyanma
nereye gideceğini tahmin etmek zor
ayakkabılar nereye koyulduğunu bile hatırlamıyor
sen sadece uyuyorsun
ama yüzler yüzünü hep boyuyorlardır
20 Kasım 2012 Salı
19 Kasım 2012 Pazartesi
18 Kasım 2012 Pazar
bir dilim
üşengeçliğin umursamadığı zorunluluklar listesi arasından
sonuna bir film repliği ekleyin
benimki
-
oraya tanrıyı aramaya gelmemiştim
seni istiyordum
çünkü sen dışında yüzüme gülen tek insan sendin
bunu istiyordum
gülümsemenle içimi aydınlatmanı istiyordum
çok güzel olduğunu düşünüyordum
sadece seni görmek istiyordum , hepsi bu
seni tanımak istemiyordum
çünkü tanırsam
senin de kötü yönlerini öğrenecektim
kusursuz olman imkansızdı ve o hissin mahvolmasını istemiyordum
haklı mıydım bilmiyorum
-
tyrannosaur
sonuna bir film repliği ekleyin
benimki
-
oraya tanrıyı aramaya gelmemiştim
seni istiyordum
çünkü sen dışında yüzüme gülen tek insan sendin
bunu istiyordum
gülümsemenle içimi aydınlatmanı istiyordum
çok güzel olduğunu düşünüyordum
sadece seni görmek istiyordum , hepsi bu
seni tanımak istemiyordum
çünkü tanırsam
senin de kötü yönlerini öğrenecektim
kusursuz olman imkansızdı ve o hissin mahvolmasını istemiyordum
haklı mıydım bilmiyorum
-
tyrannosaur
17 Kasım 2012 Cumartesi
16 Kasım 2012 Cuma
Solucan Soykırımı
son yarım ay için güzel verim
her biri için özel senaryoların yanında
bir taşla iki solucan vurduğumda oldu
kimi zaman alsa da kimi bu işte yardımcı oldu bana
yok ettikçe , soluğumun farkına varıyorum
ama ihtiyacım olan aynı artıların olduğu bir yarım ay daha
sonra tesadüfleşmiş bir balığa kanacağım
her biri için özel senaryoların yanında
bir taşla iki solucan vurduğumda oldu
kimi zaman alsa da kimi bu işte yardımcı oldu bana
yok ettikçe , soluğumun farkına varıyorum
ama ihtiyacım olan aynı artıların olduğu bir yarım ay daha
sonra tesadüfleşmiş bir balığa kanacağım
11 Kasım 2012 Pazar
Noktürn
çivisi çöp çıkmış bir şarkıya mahcubum
çöplerini yaktığım bir alevden bu uğultu
gürültüden ziyade anlatmak istediklerine
piyalenin parmaklarıma sunduğuyla
birlikte avunduğumuz
çünkü her yükünü taşıyordum
ama cebimde dünyanın nakliyatı var
döküldüğün yeri hatırlıyor musun
hafızamın yokuşunda ve sürünmüşlüğünün düğmelerinde
son selamına ben hala gülümsüyorum
tuttuğum gibi vidasından burkuyorum
başka bir kolun halkası görevinden uzakta
ne de olsa hapsolmazdın ,
ve kurtulursun da birazdan
çarpa çarpa kaç bu koridorun yüzünü okşayan ışığından
ben çağın uykusu derim
kuyruklu yıldızın ilerleyen boş mantosuna
rezervem portrendeyken
toprağı da kuruttum , artı ya bir artı daha
orda dur , acele etme neptün
gördüğün sadece frekansımızın ön yüzüydü
sesin gelmeden
yüzünü ekşit biraz , tadı sek içilmeyen
ama damağımda kalsın diye
yüzünü de buruşturmam
10 Kasım 2012 Cumartesi
temizlenmiş toprağın kuyruğunda sıraya geçiyor tek kanatlım
büyüsünü kaybetmiyorum
sıkış o Aralığa
yeni fidanlar ve tohumlar
temeline güzel taşlar toplamak gerektiğinde
güzel bir plana kurban gidenlerle aynı düzlem üzerinde parlıyor
sakinlik santiminde bir toz bile düşmüyor ağzımdan
başarımı kutlatıyorum sessizliğe
kare kare andım bugün sizi
7 Kasım 2012 Çarşamba
Turanın Aksine
üst dudağın çekildiği bir uzaydan damağa dökülen taşa çevirir kayaları
aksini iddia edenin vidalarını gevşetip kontrolüme alıyorum
kalıptan çıkmamak adına
üstüne
saatlerce sayıklamak dakikaları
hecelerini ayırmak cümlelerinin
3 sene önceki bir kitabın kahramını olmak
sinmek dumana
ama
üstesinden gelir
kirler akıtır banyolar
ben boyarım
ruhunu okşayan hayaletlerin kırıldığı yerlere alçılan
aksini iddia edenin vidalarını gevşetip kontrolüme alıyorum
kalıptan çıkmamak adına
üstüne
saatlerce sayıklamak dakikaları
hecelerini ayırmak cümlelerinin
3 sene önceki bir kitabın kahramını olmak
sinmek dumana
ama
üstesinden gelir
kirler akıtır banyolar
ben boyarım
ruhunu okşayan hayaletlerin kırıldığı yerlere alçılan
5 Kasım 2012 Pazartesi
kendini bir kolun arkasına çekmiş bir kol daha
iç içe geçmek için
neden arayan parmaklar
halka serüvenleri ve kurdela tereddütü
karşı masanın ayaklarından kopuyor gürültü
ilginin sadece bir kelime olmadığını söyleyen biri oturuyor yanımda
çok şey istemediğini farkedip
onun bardağından içiyorum
sakinlik güzel durdu kimliğimde
gülümseyen ikinci el ışığın kalçasında
iç içe geçmek için
neden arayan parmaklar
halka serüvenleri ve kurdela tereddütü
karşı masanın ayaklarından kopuyor gürültü
ilginin sadece bir kelime olmadığını söyleyen biri oturuyor yanımda
çok şey istemediğini farkedip
onun bardağından içiyorum
sakinlik güzel durdu kimliğimde
gülümseyen ikinci el ışığın kalçasında
4 Kasım 2012 Pazar
Çil
heyecan
hisli rütbeye ulaştırdıklarından hissediyor
ne kadar göz altlarıma ölü ressamın son boyasını damlatsa da
karnını doyurmuş
mor birikintide görür avını
fısıldadığı kadar parlatırım müjdeyi
yanında bir bardak uzatılır
haplar unutur deveyi kuyudan ses gelmeyince
geçer yanından don kişot
yine de üstelerim
alırım sırrımı ağzından
ve bugüne kadar dudaklardan çıkmış her görünmeyenden başka
uydu bulur göz bebeğim
ressam canladır
arkasından boyası da
hisli rütbeye ulaştırdıklarından hissediyor
ne kadar göz altlarıma ölü ressamın son boyasını damlatsa da
karnını doyurmuş
mor birikintide görür avını
fısıldadığı kadar parlatırım müjdeyi
yanında bir bardak uzatılır
haplar unutur deveyi kuyudan ses gelmeyince
geçer yanından don kişot
yine de üstelerim
alırım sırrımı ağzından
ve bugüne kadar dudaklardan çıkmış her görünmeyenden başka
uydu bulur göz bebeğim
ressam canladır
arkasından boyası da
1 Kasım 2012 Perşembe
Tepe Kamerası
pityalin aksaklığı
tadın yok boğazımdan geçerken
ağrısını senden çaldığım dişlerimde
sahte bir gürültüyle kavrulur damağımda deniz yıldızları
ray üzerinde tuzak noktanın ebruliden daha dağınık mideme düşürülüşü kutlanılır
kurtlar da maskelenir , beyazı orospular parlatır sahnede
ama inatla rolünü etmezler kabul
ve tanrıları bir cadı kadar olamaz asla
biranda kaybolur ortalıktan
dilenciye çok para verirsen evini almaya da kalkar
eksilirken yüzsüzlüğe tükürülmeyen
oraya naylon bir tabakta gelir
porselen yüzünde ıslıklar
solucan tabakasının da altında gelecekte randevu verir erozyonlara güvenip
aptal bir toplumun öğretileri ve sınırlamaları basitliğinde
kafes açılınca kuş kaplan da olur timsahta
çünkü bireysel edinilir karakter
parçalarından bütüne tahminimden çok başka çıktı puzzle
ve şimdi dağıttığım parçaları asla bulunmayacak boşlukta
birleştiriliş pişmanlığına güzel bir son
fırtınaya yakalananın içinde kalmaz deniz
benim ağzıma dolar
boşa geçen süreçlerde
çürük havyar tanecikleri
ayak darbeli kürekler derine indikçe yüzlerine gülümserim
pandora'nın hapsiyle
sırtımda bir akvaryum bekler
tadın yok boğazımdan geçerken
ağrısını senden çaldığım dişlerimde
sahte bir gürültüyle kavrulur damağımda deniz yıldızları
ray üzerinde tuzak noktanın ebruliden daha dağınık mideme düşürülüşü kutlanılır
kurtlar da maskelenir , beyazı orospular parlatır sahnede
ama inatla rolünü etmezler kabul
ve tanrıları bir cadı kadar olamaz asla
biranda kaybolur ortalıktan
dilenciye çok para verirsen evini almaya da kalkar
eksilirken yüzsüzlüğe tükürülmeyen
oraya naylon bir tabakta gelir
porselen yüzünde ıslıklar
solucan tabakasının da altında gelecekte randevu verir erozyonlara güvenip
aptal bir toplumun öğretileri ve sınırlamaları basitliğinde
kafes açılınca kuş kaplan da olur timsahta
çünkü bireysel edinilir karakter
parçalarından bütüne tahminimden çok başka çıktı puzzle
ve şimdi dağıttığım parçaları asla bulunmayacak boşlukta
birleştiriliş pişmanlığına güzel bir son
fırtınaya yakalananın içinde kalmaz deniz
benim ağzıma dolar
boşa geçen süreçlerde
çürük havyar tanecikleri
ayak darbeli kürekler derine indikçe yüzlerine gülümserim
pandora'nın hapsiyle
sırtımda bir akvaryum bekler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)